isparta-ozel-guvenlikisparta-oto-ekspertizisparta-dogus-mutfak
Ah benim Ispartam! Kuleönüne tramvay, Hacılara su getirecekti
TÜRKİYE
G.Tarihi: 28.08.2021 01:04
0
ISPARTA DÜĞÜN SALONLARIisparta-oto-ekspertiz-raporu
TARİHÇİ BEKİR MANAV YAZDI...

Ah benim Ispartam!
Kuleönüne tramvay, Hacılara su getirecekti.

Sene 1910, Isparta’ya Kafkas kökenli olan, Humus Mutasarrıf vekilliği yapmış olan Behçet Bey atanır.
Mutasarrıflık tanzimat sonrasındaki sancak yöneticisidir. Belediye başkanlığı üzerinde Valiye bağlı bir yöneticiliktir. Böcüzade Behçet Bey’in okuma yazmasının da kıt olduğundan bahseder.
Behçet Bey’in değişik bir merakı vardı. Görev yaptığı yerlerde de yanından ayırmadığı maymunları.
Maymunlarla oynaşmaktan memleket işleri ile ilgilenmediğini söyleyen Böcüzade Süleyman Sami’nin bu mutasarrıfı hiç sevmediği yazılarından açıkça belli oluyor. Esasen Böcüzade’nin de vurguladığı konu Mutasarrıfın etrafında çok sayıda dalkavuğun olmasıydı.
Behçet Bey memleket işlerinden çok etrafındakilerle ziyafetlerde boy gösteriyordu der.
Behçet Bey maymunlarla oynaştığı için halk arasında “Maymuncu Mutasarrıf” olarak adlandırılır.
Behçet Bey’in maymunlarla oynaşması, halkın gözündeki ilgisiz durumu ağabeyi Hüseyin Paşa’yı da üzmekteydi. Hatta Hüseyin Paşa rica ile ulema ehlinden olan Şerif Efendi’den Behçet Bey’i dînen uyarmasını rica eder. Şerif Efendi de Behçet Bey’i dînî alanda hassasiyetli olması konusunda uyarır. Behçet Bey kendisini uyaran Şerif Efendi’ye “Din kuralları ve vicdani emirlere uymak insanların özel işleridir, diğer işleri de devlet daireleri yapıyor,” der.
Şerif Efendi bunun üzerine “Madem ki siz bu inançtasınız, memleket işlerinde bizden ve halktan yardım beklemeyin,” diye cevap verir.
Kardeşi de bunun üzerine Behçet Bey ile iletişimi keser. Behçet Bey dalkavuklarıyla birlikte yalnız kalmıştır. Görev yaptığı yıl da Uluborlu’da büyük bir yangın olur. Öyle ki halk o sene yakacak odun bulamaz ve Uluborlu’da o soğuklarda, soğuktan ölenler olur. Mutasarrıf Behçet Bey böylesine vicdani bir olay karşısında Uluborlu’ya gitmediği gibi hiçbir yardımda da bulunmaz.
1911 yılında Trablusgarb’ın düşman işgaline uğradığı haberi Isparta’ya ulaşır. Tüm halk büyük üzüntüdedir. Şeyhülislam tarafından tüm camilerde namazlardan sonra cephedeki askerlerin muzaffer olmaları için dua edilmesi emri verilir. Böylelikle ordunun moralinin yüksek tutulması amaçlanmaktadır. Mutasarrıf Behçet Bey sadece emri tebliğ eder.
Ulucami de mübarek bir günde yine düşman işgalinden kurtuluş için büyük bir dua edilirken, camiye çok yakın bir evde Böcüzade’nin aynen tabiri ile yazıyorum “birtakım fahişeleri ve genç çocukları ve Hıristiyan sazendeleri toplayarak”içkili eğlence tertip eden Jandarma subayını Ulucami imamı ve mahallenin muhtarı uyarır.
Zil zurna sarhoş olan subay küfürler ederek, hür bir zamanda olduğunu herkesin dilediği gibi yaşayabileceğini, kimsenin karışamayacağını söyleyerek gelenleri kovar. Bu durumu ihtiyar heyeti camideki cemaate bildirir. Cami cemaati derhal mutasarrıf Behçet Bey’in evine gider ve durumu anlatır. Mutasarrıf Behçet Bey gelenlere “Siz işinize bakın, kimse kimseye karışamaz, ben icabına bakarım” diyerek gelenleri geri çevirmiştir.
Bu durumda halk galeyana gelmiş ve telgraf haneye giderek Vali’yi telgrafa gelmeye mecbur etmişlerdir. Telgrafla iletişim kurdukları Vali, mutasarrıf Behçet Bey’i azarlamış sorguya çekmiştir. Yine halk Jandarma Tabur Komutanına olayı bildirmiş ve komutan Süreyya Bey Subayın mübarek gecede hemen cami yanında yüksek sesli içkili eğlencesini dağıtır ve subayı hapse atar.
Validen korkan Behçet Bey hemen ertesi günü belediye binasında olayı soruşturmak için herkesi toplamış, subayı da getirtmişti. Halk tarafından tepkiler ve hakaretler gören subayı korumak için halkla büyük olaylar ve çatışma çıkar.
Tahkikat sonucunu telgrafta bekleyen valiye durum anlatılır. Jandarma Tabur Komutanı Süreyya Bey İzmir harp divanına yargılanmaya gönderilir. Mutasarrıf Behçet Bey’de görevden alınır Niğde’ye gönderilir, Akşehir Kaymakamı Rıfat Bey’de tahkikat için Isparta’ya görevlendirilir.
Jandarma Tabur Komutanı Süreyya Bey ve tertibi düzenleyen subay suçlu bulunur. Süreyya Bey İzmir’de kahrından ölmüştür. Subay da cezalandırılmıştır.
Behçet Bey yine görevi sırasında Hacı Lord adındaki bir dolandırıcı hastaneye 50 lira bağışta bulunur. Bu bağış sebebiyle Behçet Bey bu dolandırıcıya büyük itibar gösterir. Etrafındakilerle Kerimpaşa Hanında Hacı Lord’u ziyaret eder.
Hacı Lord Kerimpaşa Hanında en geniş odayı kiralamış, gelenlere birkaç yüz lira para göstermiş. Bankalarda 5-6 bin lira (o dönemde çok büyük meblağ) parası olduğunu anlatmış.
Şener Şen filmlerindeki gibi yani. Isparta’ya da şehrin ticaretine katkıda bulunmak için geldiğini söyleyerek gösteriş için hastaneye de bağışta bulunmuş. Mutasarrıf Behçet Bey’de Hacı’yı arkalamış.
Hacı Lord Hacılar Köyü’ne su getirteceğini, bir şirket kurarak Kuleönü’ne otobüs ve tramvay işleteceğini, Isparta içine oteller ve hanlar yapacağını böylelikle üzüm bağları olan arsaların değerleneceği ve eşrafın kalkınacağını söyler. Tabi Behçet Bey’de bir nevî garantördür. Herkes de inanır ve Isparta eşrâfından, hacılardan, hocalardan, tüccarlardan avans paralar toplanır.
Bu sırada Isparta’ya gelen Denizli Mutasarrıfı Muhiddin Paşa, Hacı Lord’un dolandırıcılık ve sahtecilikten Manisa’da arandığını söylese de bir kere inanmış olan Behçet Bey oralı olmaz.
Mutasarrıftan güç olan ve güvenen bazı Ispartalılar evlerini yıkıp yerine oteller, hanlar yapmaya başlamışlardı bile.
Kuleönünde Nadir Han’ı yıktırılmıştı. Kuleönü’nden Eğirdir’e kadar tarla sahiplerine demiryolunu söktürmüş ve %40 istimlak bedeli alacaklarını söylemişlerdi.
Ancak halk bu durumdan dolayı ağır tazminat ödemek zorunda kalır.
Hacı Lord Ispartalıları 4-5 bin lira çarpmıştır.
Denizli mutasarrıfı Muhiddin Paşa’nın Manisa’ya ihbarıyla Hacı Lord’un ipliği pazara çıkmıştır.
Niğde’de dikiş tutturamayan Behçet Bey açığa alınır, Ermeni sürgünün malları takip etme memuriyetine verilir. Sonraki dönemde kısa bir Burdur Mutasarrıflığı yapsa da başarılı olamayarak, azledilerek memuriyetten atılmıştır.
Velhâsıl yönetici olan Behçet Bey’in işadamı olarak güvendiği kefil olduğu bir dolandırıcının kendisini düşürdüğü durum ve ona inanan Ispartalıların çektiği zararlar.
Böcüzade ve gerçek tarih böyle söylüyor, ben aracıyım.
Bekir Manav 27.08.2021
 
Yorumlar0
Onay Bekleyenler0
Dikkat! Yazılan yorumlar hiçbir şekilde sitenin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.