VATANDAŞLARIMIZ GÜÇLÜ DEVLETİMİZİ YANINDA GÖRMELİDİR!
“Salgının etkileri azalıncaya kadar ihtiyacı olan her aile için, aylık net 3000 lira destek sağlanmalıdır”
Türkiye Değişim Partisi Ekonomi ve Finans Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aziz Murat Hatipağaoğlu, vatandaşların ülkedeki kurumlara güveninin kalmadığını belirtti. Hatipağaoğlu, ihtiyacı olan tüm vatandaşların hemen yararlanabilmeleri için hane başına net 3000 lira salgın desteği verilmesi gerektiğini ifade etti.
Salgının toplum ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin halen devam ettiğini ifade eden Türkiye Değişim Partisi Ekonomi ve Finans Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aziz Murat Hatipağaoğlu, tüm olumsuz koşulların biran önce değişmesi gerektiğini vurguladı.
EKONOMİMİZ CİDDİ BİR DURGUNLUK DÖNEMİNDEN GEÇİYOR
Hatipağaoğlu, işsizliği azaltacak, üretimi ve ihracatı artıracak, mutlu ve refah içinde bir Türkiye’yi inşa etmenin zorunluluğunu ifade ederek, şu açıklamalarda bulundu:
“2020 yılını salgının etkisi altında geçirdik. Maalesef salgının toplumumuz ve ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkileri halen devam ediyor ve büyük ihtimalle bir süre daha devam edecek. Özellikle ekonomimiz ciddi bir durgunluk döneminden geçiyor.
ESNAFIMIZ VE ÇALIŞANLAR ZOR GÜNLER YAŞIYOR
Esnafımız günlük geçimini sağlamakta zorluklar yaşıyor. Birçok işletme salgın önlemleri nedeniyle kapanmak zorunda kaldı. Halen işten çıkarma yasağı olmasına rağmen birçok çalışan kısa çalışma ödeneği ile zorunlu ücretli izin arasında sıkışıp kalmış durumda. Emeklilerimiz aldıkları son derece düşük emekli maaşlarıyla hayatta kalma mücadelesi içindeler. Gençlerimiz, her düzeyde, geleceklerinden endişe duyuyorlar, işsiz kalacakları korkusunu yaşıyorlar maalesef.
SANAYİCİ YATIRIM YAPAMIYOR
Sanayicimiz yüksek faiz ve yüksek döviz kuru kıskacında üretim ve yatırım yapamaz hale gelmiş. OECD içinde yüzde 17 ile en yüksek faizi uygulayan bir Merkez Bankamız var. Bize en yakın faiz Meksika’da, orada bile bizim faiz oranımızın dörtte biri yani yüzde 4,25 oranında faiz uygulanıyor. İhracatımız Ak Parti hükümetleri tarafından gözden çıkarılmış durumda. Maalesef rekabetçi, katma değeri yüksek ve markalı ihracatı detekleyecek mekanizmalar yerine özellikle iç tüketimi hem de yeniden üretim sürecine girmeyen inşaat ve otomobil ithalatı gibi alanlar destekleniyor.
SORUNLAR SADECE SALGININ ETKİSİNDEN KAYNAKLI DEĞİL
Vatandaşlarımızın ülkemiz kurumlarına güveni kalmamış durumda. Kurumlarımız güvenirliklerini ve inanırlıklarını tamamen yitirdiler. Hiç bir vatandaşımız açıklanan enflasyon rakamına inanmıyor. İlan edilen enflasyon hedeflerinin tutacağına inanmıyor. Ancak şunu da belirtmem gerekir ki bu ekonomik sorunlar sadece salgın döneminin geçici ya da dönemsel sorunları değil, ekonomimiz 2015 yılında bu yana dolar bazında daha az milli gelir üretiyor. 2017’den bu yana iki haneli işsizlik rakamlarıyla karşı karşıyayız. Geniş tanımlı işsizlik yüzde 30’a dayanmış durumda. Neredeyse on yıldır Ak Parti Hükümetlerinin hedeflediği enflasyon oranı en az yüzde yüz oranında sapıyor ve tutturulamıyor. Gerçekte yaşanan enflasyon açıklanan enflasyonun iki katı düzeyinde.
BİR NEBZE DE OLSA HAFİFLETMEK LAZIM
17 yıldır iktidarda olan Ak Parti Hükümetleri döneminde ülkemizin brüt dış borç stoku neredeyse üç kat artarak 2020 yılının 3. çeyreğinde 435 milyar dolara ulaşmış durumda. Bize büyüme diye ifade edilen şey vatandaşlarımızı daha fazla kredi borcu altına sokmaktan ibaret. Her şeyden önce salgının vatandaşlarımız üzerindeki olumsuz ekonomik etkisini bir nebze de olsa hafifletmek lazım. Ak Parti Hükümetinin bugüne kadar yapmaya çalıştıkları iyi niyetli çabalar olsa da kesinlikle yeterli değildir ve olamayacaktır. Salgının olumsuz etkileri azalıncaya kadar tüm vatandaşlarımız devletimizin gücünü ve en zor zamanlarda onların yanında olduğunu hissetmeliler. Bunun için ihtiyacı olan tüm vatandaşlarımızın hemen yararlanabilmeleri için hane başına net 3000 lira salgın desteği verilmelidir. Böylece vatandaşlarımız daha rahat nefes alabileceklerdir.
EKONOMİDE DEĞİŞİM ZORUNLU
Tüm bu olumsuz koşulların biran önce değişmesi gerekiyor. Ekonomide değişim anlayışıyla insanımızı ve insani değerlerimizi en öne alacak, işsizliği azaltacak, üretimi ve ihracatı artıracak, zenginliği adil paylaşacak kalkınan, mutlu ve refah içinde bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız. Bunu başaracak kadro Türkiye Değişim Partisi bünyesinde görev almıştır. Ülkemizin geleceğini ve mutluluğunu hedefleyen, kalkınmış ve zengin Türkiye’yi kurabilecek projelere sahip Partimize halkımızın teveccühü giderek artıyor. İnsanı esas alan, üretimden, gelir dağılımında adaletten yana olan tüm vatandaşlarımızın desteğiyle güçlü ve zengin Türkiye’yi inşa edeceğiz.”