Ağrı’da teröristlerin hain saldırısını değerlendiren Boynukara, AK Parti’nin gerilimden beslenen bir parti olmadığını belirtti. Barış etkinliği dedikleri organizasyonda silahlı kişilerin ne işi var? Sorusunu sordu. Adnan Boynukara ayrıca Yargı’daki paralel yapılanmanın 2011 HSYK kararnamesiyle devlete yapılan operasyonun ön planlama kısmı olduğunu vurguladı.
Elif Çakır’ın sunduğu ÜLKE TV’de yayınlanan “Söz Bitmeden” programının konuğu AK Parti Adıyaman Milletvekili Adayı Adnan Boynukara’yı ağırladı. Boynukara, programda önce Ağrı’da yapılan hain saldırı ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Boynukara; “Ağrı’da barış etkinliğinden bahsediliyor. Ama nasıl bir barış etkinliği ise saatler süren çatışma yaşanıyor. Barış etkinliği ise silahlı kişilerin orada ne işi var? Saatlerce sürebilecek çatışmayı sağlayabilecek mühimmat nasıl orada bulunduruluyor? Bu konuyu devlete yıkmaya çalışanlar önce bu sorulara cevap versin.” ifadelerini kullandı.
‘KİMLERİN GERİLİMDEN YARARLANMAK İSTEDİĞİ ORTADA’
Programda Çözüm Süreciyle ilgili de konuşan Adnan Boynukara, AK Parti’nin gerilimden yana olan eleştirilere cevap verdi: “Çözüm süreci dediğimiz şey, silahın ve şiddetin devreden çıkması, siyasetin devreye girmesidir. Çözüm sürecini başlatan kim? AK Parti!.. Gerilimden yararlanmak isteyen bir parti olsa süreci başlatmazdı AK Parti!.. Bu parti vesayetle ciddi mücadele vererek bu noktaya geldi. Silah ve şiddet ile bu seçimi gölgelemek istiyorlar. Eğer AK Parti serbest seçim olsa silah olmamış olsa partinin alacağı oylar çok daha net bir şekilde görülür. Kimlerin gerilimden yararlanmak istediği apaçık ortada” dedi.
‘ÇÖZÜM SÜRECİNDE HÜKÜMETİ ELEŞTİRENLER, ELİ SİLAHLI OLANLARA SESSİZ’
Adnan Boynukara, HDP PKK’ya silahların bırakılması yönünde çağrı yapmadığını belirtti. Boynukara şunları kaydetti; “Çözüm Süreci’nin son 2 yılına bakın. Kandil belirli aralıklarla tehdit açıklamalarında bulunuyor. Hükümete karşı ağızlarına gelen her şeyi söyleyenler, elinde silah olanlara karşı tek bir cümle kurmuyor. HDP’nin bu konuda iradesi ortadaysa, PKK’ya çağrı yapıp silahların bırakılmasını istemesi lazım. Selahattin Demirtaş öznesi olmayan cümleler kullanıyor. HDP’den bazı isimlerinin kafalarının karışık olduğunu düşünüyorum. Bazı isimlerin kariyer gelecekleri olduğunu sanıyorum. Bunun üzerinden söylemlerini geliştiriyorlar. Gazeteler üzerinden konuşulan hangi konuyu çözebilirsiniz.”
‘HÜKÜMET ÇÖZÜM SÜRECİ’NDE BİR ŞEY YAPMADI DEMEK; YALANDIR’
Çözüm Süreci’nde hükümet hiçbir şey yapmadı eleştirileri de programda cevaplayan, bunun kocaman bir yalan olduğunu vurguladı. Sayın Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Çözüm Süreci’ni başlattı. 1 Ocak 2013'te ilk heyet adaya gitti. Akil insanlar heyeti toplandı. TBMM'de Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyon raporunu hazırlayıp sundu. 16 Temmuz 2014’te Çözüm Sürecinin yasal çerçevesini oluşturan düzenleme yapıldı. Her türlü saldırıya rağmen… Buna ilişkin Bakanlar Kurulu kararı yayımlandı, Başbakan başkanlığında komisyon kuruldu. İlk defa Çözüm Süreci hükümet programına girdi. Adaya giden komisyon genişletildi. Adaya başka mahkumlar da sevk edildi. En son Dolmabahçe Ofisi’nde açıklama yapıldı. Tüm bunları kim yaptı? AK Parti hükümeti yaptı.
“SIRRI SÜREYYA ÖNDER’İN KONUŞTUĞU GAZETE BİZİ YILLARCA DİNLEYENLERİN GAZETESİ”
Adnan Boynukara, Sırrı Süreyya Önder’in Zaman Gazetesi’ne verdiği röportajda Ağrı’daki hain saldırı ile ilgili açıklamalarını da değerlendirdi. Boynukara; “Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında sorun varmış gibi lanse ediliyor. Bu çok yanlıştır. Sırrı Bey’in Sayın Başbakan’ımızın Kürt meselesiyle ilgili yaptığı konuşmaları okumasını tavsiye ederim. Sayın Erdoğan, Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Kürt meselesiyle ilgili araştırma yaptırmış bir isim. Kimin konuştuğuna bakarım, ikincisi nereye konuştuğuna bakarım. Konuştuğu gazete daha birkaç ay önce bu ülkenin Başbakanı’nı, Cumhurbaşkanı’nı dinlemiş bir yapılanmanın gazetesi. Daha ben söyleyeyim ki? O gazete bizi yıllarca dinleyen ve arşivleyen bir yapılanmanın gazetesi. MGK’da her toplantıdan sonra çözüm sürecinde kararlılık vurgusu yapıyor. Devletin kararlılığı bu açıdan bakıldığında bile görülebilir. Zaman Gazetesi’nin röportajındaki sorularda yönlendirmeyi görmemek mümkün değil. Yoksa Sırrı Bey’in hemşehrisiyim, kendisini severim. ” dedi.
‘PARALEL YAPI 8000 KİŞİLİK YER DEĞİŞİKLİĞİ İLE YARGIDA DİZAYN YAPTI’
Yargı’daki paralel yapılanmaya yönelik çarpıcı bilgiler veren Adnan Boynukara, durumu HSYK seçimlerinden 3 ay sonra fark ettiklerini ifade etti. Boynukara şunlara kaydetti; “2010 yılında kapsamlı bir Anayasa değişikliği yapıldı. Reformlardan birisi de HSYK’nın yapısının değişikliğiydi. Hükümetin tek amacı HSYK’nın belli bir kesimin elinde olmasını engellemekti. Hükümetin hazırladığı Meclis’ten geçen düzenlemede çoğulcu bir yapının oluşması amaçlanmıştı. CHP ve YARSAV bu konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Ve mahkeme oy kullanmaya ilişkin düzenlemeyi iptal etti ve seçime gidildi. Problem seçimden sonra başladı. 2011’den sonra gördük. HSYK seçimlerinden 3 ay sonra durumun farkına vardık. O dönemde iki ayrı oluşan HSYK yapısının aldığı kararlar sorunu gösteriyordu. 2011 yılında 3300 kişilik kararname çıkarıldı. Bir önceki dönemde 1700 kişilik, 2011 ve 2012 toplamında 8000-9000 kişilik bir yer değişikliği söz konusu. Bununla yerel mahkemeleri dizayn ediyorsunuz... Başsavcılıkları ve mahkeme başkanlarını istediğiniz isimlerden oluşturuyorsunuz. Bu bir örgütlenme biçimidir. Devleti ele geçirmek için bir örgütlenme biçimidir. Bu kurumlarda ilerlemelerin tümü teftiş raporlarına bağlı... İlerlemesini istediğiniz teftiş raporunu iyi tam tersini de kötü çıkarıyorsunuz. Bahsettiğiniz yapı sadece yargıya yuvalanmış bir yapı değil.”
‘HSYK’NIN 2011 KARARNAMESİ DEVLETE KARŞI OPERASYONUN ÖN PLANLAMASIYDI’
Paralel yapı mensuplarının hala Yargı’da görev yaptığını söyleyen Adnan Boynukara, şöyle konuştu; “İnsanların yaptıkları şikâyetlerin takipçisi olması gerekiyor. HSYK bu konuyla ilgili bir dosya açtı. Müfettiş raporunu beklemek gerekiyor. 2011 HSYK kararnamesinin ardından devletin önemli kurumlarına ve şahıslarına operasyon yapıldı. Kararname bu işin ön planlama kısmıydı. Herhangi bir delil ve bulgu olmadığı halde yıllarca insanları dinlediler.”
Kaynak : Haber7