Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından 3 yıl önce Türkiye’de uygulanmaya başlanan “Kentsel Dönüşüm” ün amacı ve mantığı toplumun büyük bir bölümü tarafından anlaşılabilmiş değil.
Ülke genelindeki dayanıksız evlerin yenilenmesi, arsa sorununun çözülmesi ve planlı kentsel oluşturulması amacıyla çıkartılan yasayı vatandaşların büyük bir bölümü farklı algılıyor.
Yetkililer yasanın amacının dışında çıkarılmamasını isteyerek, önceliğin farklı olduğunun altını çizdiler. Yetkililer, yasanın “rantsal” bir boyutunun olmadığını belirterek şunları söylediler:
“Vatandaşlarımız mevcut evlerin yerine daha fazla ne alınabilir olarak düşünüyorlar. Bu yasanın ana felsefesi bu değil. Elbette, kentsel dönüşüm yaşanırken, ev sahiplerine önemli avantajlar sağladığı olacaktır ve oluyordur.
Ama ana mantık bu değil. Öncelikle vatandaşlarımızın daha sağlam, daha sağlıklı konutlarda yaşamlarını sürdürmelerini sağlamak, daha planlı şehirler oluşturmak amacı güdülmektedir.
Ancak vatandaşlarımızın ilk baktığı evlerin sağlamlığı değil, kentsel dönüşüm uygulandığı takdirde mevcut evlerinin yerine kaç kat verileceği, nasıl daha avantajlı olunacağıdır. Özellikle belli bölgelerde, belli illerde bu amaç güdülmektedir.
Vatandaşlarımız lütfen olaya böyle bakmasın. Mutlaka artısı, avantajı olacaktır ama öncelik bu değildir. Yani sadece “kaç daire verilecek” bakışı olmaz.
Zaten kentsel dönüşüm ile halkımıza, ev sahiplerine artısı ortaya çıkmaktadır. Kentsel Dönüşüm, Rantsal Dönüşüm haline getirilmemeli.”