isparta-oto-ekspertizisparta-oto-ekspertiz
Isparta'da “Biz OTİZMİN Farkındayız, Ya Siz?” toplantısı
ISPARTA 0
ISPARTA DÜĞÜN SALONLARIisparta-oto-ekspertiz-raporuISPARTA-TENTE-BRANDA
SDÜ HABER BÜLTENİ

“Biz OTİZMİN Farkındayız, Ya Siz?”
Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi, “Halk Günleri” ile alanında uzman hekimleri halkla bir araya getirmeye devam ediyor.




SDÜ Hastanesi bu defa “Otizm Farkındalık Ayı” kapsamında “Otizm”i ele aldı. Otizme dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen toplantıda, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Evrim Aktepe ve Dr. Öğretim Üyesi Ümit Işık bilgilendirmede bulundu.Program, 10 yaşında otizmli bir oğlu olan Halime Korkmaz’ın oğluna yazdığı mektubu okuması ile başladı. Oğluna teşhis konulmasının ardından yaşadıkları süreci aktaran Korkmaz, bu tür hastalıklarda erken tanının önemli olduğunu vurguladı ve çok önemli aşamalar kaydettiklerini belirtti.  




Daha sonra Çocuk Ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Ümit Işık, Nisan ayının bütün dünyada Otizm Farkındalık Ayı olarak kabul edildiğini ifade ederek, bu ayda tüm dünyada otizm konusunda farkındalık oluşması adına çalışmalar yapıldığını belirtti. Işık, 59 çocuktan birinde otizm görüldüğünü, bu rakamın oldukça yüksek olduğunu sıklığının da giderek arttığını söyledi.  
Otizmin belirtilerinden bahseden Işık, erken tanının önemine işaret etti ve şunları kaydetti: “Otizm tedavisinde erken tanı çok önemli. Erken tanı ile birlikte tedaviye ne kadar erken başlanırsa çocuklarımız da normal bir birey haline gelebiliyor ve bu çok önemli bir konu. Bizler de Otizm Farkındalık ayı olan Nisan ayında bilinçlendirmeye yönelik etkinlikler yapıyoruz. Bu sayede de ailelerin bu durumu normalleştirmelerini amaçlıyoruz”



Otizmin erken çocukluk döneminde başlayan nörogelişimsel bir bozukluk olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Işık, “Yeni doğan her 37 erkek çocuğun birinde, her 151 kız çocuğun da birinde otizm görülebiliyor. İleri yaşlarda anne ve baba olma durumu çocuklardaki otizm olasılığını oldukça etkiliyor. Riskten bahsedecek olursak 35 yaşında 1.4 katı, 40 yaşında 1.7 katı artıyor. Ayrıca anne gebelik sırasındaki D vitamini eksikliği de riski arttırabilmekte. Genetik ise en önemli sebep. Genetik dediğimizde ailede otizm görülme sıklığına bakmak yanlış olacaktır, çünkü bireyler genleri taşımış ancak otizm ortaya çıkmamış olabilir. Çevresel vb. koşullar ile o gen şuan açığa çıkmış olabilir.” diye konuştu.
Dr. Ümit Işık, “Aileler genellikle çocuklarının konuşmada gecikme yaşaması sebebiyle bize gelmekteler. Bir çocuğun 18 aya kadar kelime söylemesi, 2 yaşına kadar da cümle kurması gerekmektedir. Aksi durumlarda çocuğun mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Halk arasında erkek çocukları geç konuşur şeklinde bir inanış var. Bu algı doğru değildir ve bunu mutlaka bilinmesi gerekir” dedi.



Dr. Ümit Işık, teşhis ve tedavi aşamasını yöneten kişinin çocuk psikiyatristi olduğunun altını önemle çizerek, “Her çocuğun belli bir yaşta gerçekleştirmesi gereken beceriler vardır, çocuğun zihinsel gelişimi normal olduğu halde bunu gerçekleştiremiyor ise otizm olabilir” dedi.
Otizmin tanı aşamasında bir testi olmadığını dile getiren SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Ümit Işık, aileden alınan bilgiler ve klinik gözlemlerle çok rahat tanı koyabiliyoruz. Belirtileri değerlendirip erken tanı konduğunda erken tedaviye başlamak çok önemlidir.” diye konuştu.
BELİRTİLER:
Konuşma gecikmesi, göz teması kurmada zorluk, ismi ile seslenince bakmama, söylenenlere tepkisiz kalma, zamanını tamamen kendi halinde geçirme, gülümseme ve seslenmeye kısıtlı sosyal yanıt verme, ihtiyaçlarını işaret ile göstermeme, ortak dikkatte gelişmemişlik, duygularını paylaşmama, yaşıtları ile ilişki kurmama, kalabalıktan hoşlanmama, araba sürme ve bebekle oynama gibi hayali oyunlar oynamama, tekrarlayıcı hareketlere sahip olma (el çırpma, kendi etrafında dönme, sallama), işlevsel olmayan nesnelere ilgi duyma (araba plakaları, reklam panolarını ezberleme, dönen cisimleri inceleme gibi), eşyaları amaçsızca sıraya koyma, ritüelliktik davranışlar (hep aynı yemek, hep aynı yol, hep aynı kıyafetleri giymek istemek gibi), sese ve kokuya karşı hassasiyet.
Etkinlikte, Tıp Fakültesi Dönem 5 öğrencileri, ulusal bir kampanya için hazırlanan ve otizmde erken tanı ve özel eğitimin önemini vurgulayan “Ben Büyüyünce Ne Olacağım Anne” adlı şarkıyı söyledi.



 
Yorumlar0
Onay Bekleyenler0
Dikkat! Yazılan yorumlar hiçbir şekilde sitenin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.